Aug 9, 2015
Kürt halkına karşı Türklerin bu zalim savaşı bir gün bittiğinde, Kürtlerle savaşırken ölen arkadaşlarınız için ne diyeceksiniz?
Atalarınız Yunanistan’dan, Bulgaristan’dan, Lübnan ve Suriye’den çekildiğinde evlerine döndükleri gibi, siz de Konya’daki, Ankara’daki, Bolu ve Bursa’daki evlerinize döndüğünüzde “Yaşadığım her şeye değermiş” diyebilecek misiniz?
Bir Türk şairi hayatlarını kaybeden arkadaşlarınızın mezarı üstüne şöyle yazarsa hiç şaşırmayın:
“İşte burada, bu taşın altında bir budala yatıyor
Adları Erdoğan ve Davutoğlu olan iki ırkçıyı mutlu etmek için savaşırken öldüler.”
Hayatınız, böyle trajik bir sonla bitmek zorunda değil.
Türklerin bitmek bilmeyen düşmanlığının o kana doymayan mezbahasında artık kendinizi kurban etmeme özgürlüğüne sahipsiniz.
Dizleriniz üstüne çöküp dua edebilir; masum insanların kanını döktüğünüz için Tanrı’dan merhamet dileyebilirsiniz.
Erdoğan ve Davutoğlu gibi kalpsiz adamların kana susamışlığına hizmet etmek zorunda kaldığınız için pişmanlığınızı dile getirebilirsiniz.
Kürtlerin düşmanınız değil; barış içinde elinizi tutmak isteyen komşularınız olduklarını kabul edebilirsiniz.
Zilan’daki, Dersim’deki, Mereş ve Roboski’deki toplu katliamlara rağmen, sizi hala affetmeye gönüllü olmalarına şaşıp kalabilirsiniz.
Suçlarla dolu bu iğrenç lağım çukurundan kurtulup, dürüstlük ve onurun tertemiz sularında kendinizi yıkayabiliriniz.
İnsan onurunun kutsal türbesinde ibadet etmeye başlayabilirisiniz.
Eğer tüm bunları yaparsanız, aynen Bulgarlar gibi, Kürtler de komşunuz olarak sizinle barış içinde yaşamak için üzerlerine düşeni yapacaktır.
Türkçeye çeviren: Uzay Bulut
0 Comments